Self-Soverign ID (SSI), sizin kontrolünüzde “kimin”, “neyi” göreceğine yalnızca sizin karar verdiğiniz, See & Sign’ın merkezinde yer alan dijital kimlik teknolojisidir.
Papilon olarak, SSI’yi anlaşılması kolay bir şekilde açıklamak için biraz felsefeyi biraz da teknolojiyi harmanlıyoruz. Bu bağımsız kimlik uygulaması, işletmeler için muazzam bir katma değer oluştururken, dünyayı insanlar için daha erişilebilir hale getiriyor. Bunu anlamak için, önce bir kişinin gerçek dünya kimliği kadar meşru olan bir dijital kimliğe sahip olmasının ne anlama geldiğini, ne yollardan geçtiğini açıklamalıyız.
Bağımsızlığı kazanmak hiç kolay olmadı.
Blok zinciri, her bir bineği veriyle yüklü ve binekleri birbirine bağlı bir kervan gibi düşünebilirsiniz. Bunun anlamı, kervanın başındaki binek nereye giderse diğer bineklerin de oraya gitmesi gerektiği ve aradaki bağ sayesinde herhangi bir bineğin kervandan kafasına göre ayrılamayacağıdır. Gelin, bu konsepti adım adım inceleyerek tüm süreci anlamanızı sağlayalım.
See & Sign’ın çekirdeğini oluşturan dijital biyometrik kimlikler, fiziksel kimlik bilgilerini biyometriyle eşleştirip güvenli bir şekilde dijitale dönüştürdükten sonra, bu tür kimlik bilgilerine sahip kişilerin (kimlik sahibi), gerçek verilerinin tamamını paylaşmadan, belirli bilgileri seçmeli olarak paylaşmalarını sağlar. Örneğin kimliğinizin tamamını göstermeden 18 yaşın üzerinde olduğunuzu kanıtlamanız gerektiğini düşünün. Sözlü beyanınız bu kontrolü yapmak isteyen taraf (kimlik doğrulayıcı) için bir şey ifade etmez. Ama basit bir yaş bilgisi için anne, baba adınızın, doğum yerinizin, seri numaranızın ve daha pek çok bilginin yer aldığı kimlik kartını göstermek de gereksiz ve güvensiz. Aynı zamanda yaş kontrolü yapmak isteyen tarafın, bir devlet kurumuyla (kimlik verici) iletişim kurup, kimlik doğrulama işlemi yapması da zor ve külfetli bir iş.
Aşağıda Kimlik Verici, Kimlik Sahibi ve Kimlik Doğrulayıcı arasındaki ilişkiyi ve kimlik düzenleyen tarafla iletişime geçmeye gerek kalmadan kimlik bilgilerinin verilerini doğrulamak için Doğrulanabilir Dijital Biyometrik Kimliklerin (blok zinciri) nasıl kullanıldığını açıkça görebilirsiniz.
See & Sign, bir tarafın başka bir tarafa, bu kanıtı destekleyen gerçek bilgilerden herhangi birini ifşa etmek zorunda kalmadan belirli bir bilgiyi bildiğini veya belirli bir gereksinimi karşıladığını kanıtlamasına izin veren bir kimlik doğrulama yöntemidir. Üstelik bu kimlik doğrulama işlemini yapılan şifrelemelere ek olarak, biyometrik eşleme yaparak da ekstra güvenlikle sağlar. Bu sayede kimlik doğrulayıcı taraf, sıfır bilgiye sahip olarak, kimlik sahibinin geçerliliğine ikna olur.
Peki bu teknoloji dijital kimliğinizi nasıl korur?
Blok zincir teknolojisi, hem kendi veri kümenize girecek elementler üzerinde söz sahibi olmanızı sağlar, hem de size dair veriyi size ait bir alanda – sizin cihazınız veya hesabınıza ait depolama alanında – saklar. Bu sayede, veri toplayan ve hizmet veren kuruluşun verinizin ne kadarına, ne kadar süreyle ulaşabileceğine siz karar verirsiniz. Bu da sadece veri hırsızlığını ve verilerinizin izinsiz değiştirilmesini önlemekle kalmaz, alacağınız hizmetler karşılığında neredeyse varlığınızın bir parçasını talep eden, içinizi görebilecek bir mercek isteyen kuruluşların orantısız talepleri ve etikle bağdaşmayan veri ticareti uygulamalarından sizi korur.
See & Sign’ın sağladığı bu güvenli alanda özgürsünüz.
Özgürlüğünüzün tadını yaşamınızı kolaylaştıran, hem güvenli hem verimli pek çok hizmetle çıkarmak istemez misiniz? See & Sign Self-Sovereign ID ile desteklenen çok sayıda uygulamayı güvenle kullanın, sanal dünyayı hayatınıza en etkili şekilde entegre edin ve her şey kolaylaşsın.
See & Sign Self-Sovereign ID, kimliğinizin biyometriyle evrimleşip, dijitalleşerek, bir cüzdan içinde toplandığı halidir: Ulaşım kartı, personel kimlik kartı, spor salonu üyelik kartı gibi sizin için önemli kimlikleri saklayabileceğiniz, tek bir öz çekimle imzalama işleminizi yapabildiğiniz ve kimliğinizi doğrulayabildiğiniz güvenli bir dijital ortam.
